Gökçek ŞifaSize Telefonunuz Kadar YakınızÜcretsiz Google Play'de
İNDİRX

Tag Archives: cilt hastalıkları

Sedef Hastalığı İçin Himalaya Tuzu

 

Sedef hastalığı (psoriasis), toplumda % 2 oranında, özelliklede 20-40 yaş arsı gençlerde daha çok görülen kronik bir deri hastalığıdır. Bulaşıcı olmamakla beraber, insanın sosyal yaşamını ve hayat kalitesini olumsuz etkileyen sıkıntılı bir rahatsızlıktır. Genetik hikayesinde yatkınlık olan kişilerde daha sık görülen sedef hastalığı, stres, üzüntü, mikrobik enfeksiyonlar ve sürekli kullanılan ilaçlarla gelişen bağışıklık sistemi zafiyeti, fiziksel travmalar, yaralanmalar veya aşırı güneş ışınlarına maruz kalma gibi sebeplerle de tetiklenebilir. Eskiden sadece cildi etkileyen bir rahatsızlık olarak bilinen sedef hastalığı vücutta başka sorunlara da yol açabilmektedir. Bazen eklemlerde romatizmal bir tablo yaratabilir veya kroner kalp hastalığı riskini artırabilir.

Sedef hastalığı belirtileri: Önce ciltte sınırları belirgin, ortası kepekli bir kızarıklıkla başlar. Kepeklenme genişler ve sedef renkli, devamlı dökülen ölü deri halini alır. Klinik belirtiler çeşitlilik gösterir. Plaklar bazen tüm vücudu kaplar, bazen nokta, damla şeklinde veya tırnaklarda oluşabilir. En çok saçlı deri, diz, dirsek, kuyruk sokumu ve sırtta yerleşir. Koltukaltı ve kasık gibi kıvrımlı bölgelerde ortaya çıkan sedef, egzamayla da karışabilir.

Sedef hastalığı nasıl geçer: Normal deri birkaç haftada yenilenirken, bu hastalıkta hücreler kendini hızla birkaç günde yeniler. Müzmin bir sıkıntı olan sedef, hafiflese bile şiddetlenerek tekrar ortaya çıkar. Lokal durumlarda sedef hastalığı tedavisi için verilen kortizonlu kremler ancak geçici rahatlama sağlar. Işık (fototerapi) veya ilaç tedavilerinin yan etkileri de ayrı bir sıkıntıdır. Tam rahatlama, Himalaya tuzu ile hazırlanan ve “sole” denilen çözelti ile sağlanabilir. Sedeften başka, egzama, uçuk, iltihaplı lezyonlar, siğil ve akne gibi birçok cilt hastalıkları için mucize olan ve 84 minerali bünyesinde hapsetmiş, kristal oluşumlu bu tuz, ince molekül yapısı sayesinde hücreden içeri girebilen tek maddedir. Himalaya tuzu çözeltisi katılmış ılık banyo kürleri ( haftada 2 gün- 20’ şer dakika) veya uygulanacak pansumanla cilt yenilenir, nemlenir ve canlanır. Bu çözelti için; Himalaya tuzu cam kavanoza konur, üzerini 1 parmak geçene dek içme suyu ilave edilir ve eriyene dek 4-5 saat beklenir. Bir çay kaşığı sole katılmış bir bardak su içmek de kan basıncını dengeler.

Himalaya Tuzu ile Cilt Güzelliği

 

himayalatuz

Himalaya tuzu doğada olduğu gibi korunan en saf tuzdur. Rafine olmamış, dolayısıyla da bünyesindeki 84 elementi olduğu gibi koruyan, doğal kristalize özellikli tek tuzdur. 250 milyon yılda, kuruyan denizlerin kayalarındaki tuzların, yüksek basıncın etkisiyle yoğunlaşıp kristalleşmesi ile oluşmuştur. Himalaya Dağları’nın 300 km güneyinde, Pakistan’da ki tuz madenlerinden çıkarılır.

Himalaya tuzu, rafine olmuş sofra tuzundan çok farklıdır. Zira kullanılan o tuzlar kimyasal bir zehirdir. Sodyum klorür elementlerinden oluşan tuz, ısıl işlemle rafine edilirken, beyazlaması için alüminyum katılmıştır. Alzheimer hastalığının sebebi bu alüminyumdur. Tuz rafine ise bedenle reaksiyona girerek kimyasını bozar. Vücut onu zararlı madde olarak algılar, dışarı atar.

Himalaya tuzu ince molekül yapısı sayesinde, hücre zarının içine girebilen tek maddedir. Güneşin eşsiz enerjisi ile yoğunlaşan bu doğal kütle, vücudun da doğal yapısında bulunan elementleri, suyun gücüyle beraber hücrelere taşır. Böylece hücrenin asit-baz dengesi düzenlenir, toksinler atılır, kan basıncı dengelenir, iç organlar ve dolaşım sisteminin uyumu sağlanır. Ağır metalleri dışarı atarak, diyabet, dolaşım bozukluğu, yüksek tansiyon, kemik hastalıkları, alerjik rahatsızlıklar, cilt hastalıkları, hormonal bozukluklar gibi sağlık sorunlarının yanında, cilt güzelliği açısından da mucizeler yaratır.

Himalaya tuzunun cilde faydaları: cilt hücrelerinin, kirli hava, stres, elektro-manyetik alanlar, sigara, rafine tuz ve doğal olmayan gıdalardan gördüğü zararları en aza indirerek, yapıtaşları arasındaki koordinasyonu sağlar. Bunun için “sole” veya “sıvı güneş” denilen, Himalaya tuzunun suda eritilmesi ve % 26 oranında bir çözelti hazırlanması gerekir.

Sole hazırlanması: Cam kavanoza konan Himalaya tuzu, üzerini bir parmak geçecek kadar içme suyuyla doldurulur. Ağzı açık şekilde 4-5 saat bekletilir. Uygulanırken tahta kaşık kullanılır. Çözeltiden bir çay kaşığı alınarak, bir bardak suyla karıştırılıp, yemeklerden yarım saat önce ve bir saat sonra içilir, arkasından bir bardak normal su tüketilmelidir.

Cilt bakımı için, hazırlanan solenin hem içilip, hem de harici uygulanması gerekir. Böylece kan dolaşımı hızlanarak cilt nemlenir. Akne, egzama, uçuk ve cilt lekeleri gibi sorunlarda, geceleri yatmadan önce soleden sürmek mikropları öldürür ve hücreleri yeniler. Ardından normal nemlendirici sürmek yeterlidir.

 

Cilt Hastalıkları İçin Etkileri

cilt için himalaya tuzu

Milyonlarca yıl içerisinde, kurumuş olan deniz yataklarında biriken tuzların, kuvvetli basınç altında kristalleşmesi ile oluşan Himalaya tuzu, hücre zarından geçebilme özelliğine sahip oluşu ile diğer tuz türlerinden önemli ölçüde ayrılır. Diğer tuz türlerinin aksine, damarlarda sertleşme sorunu yaratmayan ve 84 mineral barındıran himalaya tuzu; kalp ve böbrek hastalıkları başta olmak üzere, boğaz ağrısı, eklem ağrısı sorunlarını engellediği gibi, kanserli hücre oluşumunun da önüne geçer. Şeker hastalığı, astım ve alerji gibi rahatsızlıklara da faydası bulunan bu tuz türü, son derece şifalı olduğu gibi, birçok alanda kullanılmaktadır. Cilt hastalıkları karşısında tedavi edici etkisi, himalaya tuzundan bitkisel tedavi alanında sıklıkla faydalanılmasını sağlamıştır. Sedef hastalığı, egzama ve akne sorununa karşı son derece etkili olan bu tuz türü farklı şekillerde kullanılabilmektedir.

 

İçerdiği mineraller sayesinde cilt hastalıkları ve cilt güzelliği için oldukça etkili olan himalaya tuzu, maden suyu ya da içme ve çeşme suyu içerisinde çözündürüldükten sonra kür olarak uygulanabilir. Deri hastalıkları için kısa sürede iyileştirici etki yaptığı gibi, kuru ve yıpranmış cildin de sağlıklı görünüme kavuşmasını ve onarılmasını sağlar.

 

Himalaya tuzu, maden suyu içerisinde çözündürüldükten sonra, az miktarda içilebileceği gibi, kür halinde de yüz bölgesine uygulanabilir. Bunun yanı sıra; deri hastalıklarına karşı kullanımda, küvet içerisinde tuzun çözünmesi sağlanarak, vücutla teması gerçekleştirilebilir. Egzama gibi cilt hastalıkları için, birkaç kullanımda yanma yaşanabileceği üzere, en geç bir haftadan sonra, belirgin bir iyileşme olur.

 

Sedef hastalığı ve cilt lekelerine iyi gelen ve yanık tedavisi için de kullanılabilen Himalaya tuzu, haricen kullanımda; solunum yolları sorunlarından ötürü oluşan astım, nefes daralması ve bronşit gibi sorunlar karşısında da iyileştirici etkiye sahiptir.

 

Deri hastalıklarının yanı sıra, iç hastalıklarda da son derece şifalı olan bu tuz türü; birçok sağlık sorununun temel nedeni olan damar tıkanlıklığına engel olur. Bununla birlikte tansiyonu dengeleyici niteliğe sahip olan mineral içeriği nedeniyle, himalaya tuzunun tansiyon hastaları için oldukça şifalı olduğu bilinmektedir.

 

Egzamaya Karşı Etkileri

 

egzamaMaddesel dış etkenlerden, ruhsal sıkıntılara kadar pek çok nedeni olabilen egzama sorunu, cilt üzerinde oluşan bir iltihaplanma olarak tanımlanabilir. Ancak normal iltihaplardan farklı olarak egzama için mikropların rol oynamadığını söylemek gerekir. Neredeyse her insanın hayatında pek çok kez karşılaştığı bu rahatsızlık, sıklıkla dikkat çekmeyecek kadar küçük vakalar olarak kalmaktadır. Ancak bazen kişiyi ciddi anlamda rahatsız edecek boyuta varabilen egzamalar görüldüğü de olur.

Bu sebeplerle her ne kadar çok ciddi sorun teşkil etmese de egzama tedavisinin bir an önce yapılmasında fayda vardır. Ancak her rahatsızlık gibi egzamanın tedavisinin de öncelikle tedbir almak yoluyla başlayacağını belirtmek gerekir. Bu sebeple tüm cilt hastalıkları gibi egzamaya yol açabilecek olan bir takım dış etkenlerden korunmaya çalışmak da rahatsızlık açısından oldukça faydalı olabilecektir. Örneğin çıplak elle bulaşık yıkamak, deterjanlara temas etmek sonrasında egzamaya yol açabilmektedir. Ellerin yıkanmasının ardından düzgün durulanmaması da yine deride egzama belirmesi ile ortaya çıkabilir. Bunlar gibi hususlara dikkat edilmesi suretiyle egzamaya yakalanma riski en aza indirilebilecektir.

Fakat bir şekilde egzama oluştuktan sonra da özenle tedavisine odaklanmak önem taşımaktadır. Bu açıdan egzamaya hangi tedavilerin iyi geldiğinin bilinmesi önemlidir. Örneğin egzamaya karşı himalaya tuzu kullanmak, herkesin evinde yapabileceği oldukça ucuz bir tedavi yöntemidir.

Bugün dünyada en büyük himalaya tuzu madeni Pakistan’ın güney kısmında yer almaktadır. Himalaya sıradağlarının bir kesiminde bulunan bu maden, Pakistan ekonomisi için önemli bir yere sahiptir zira şifalı özellikleri dolayısıyla dünyanın dört bir yanına ihraç edilen himalaya tuzu bu madenlerden çıkarılmaktadır. Himalaya tuzunu diğer tuzlardan ayıran bazı temel sebepler vardır. Bu sebeplere bağlı olarak diğerlerine göre nitelikleri de değişmektedir.

Himalaya tuzu, oluştuğu coğrafya ve oluşum sürecinde geçirdiği aşamalar dolayısıyla diğer tuz türlerine göre oldukça etkili bir yapıdadır. Bundan dolayı birçok hastalığın tedavisinde kullanılabileceği rahatlıkla söylenebilir. Bunlardan biri de egzama tedavisidir. En yaygın kullanım yöntemi, egzamalı bölgeye haricen sulandırılmış himalaya tuzu sürülmesi şeklindedir.

Siğillere karşı Himalaya Tuzu Kullanımı

siğil

 

                Cilt hastalıkları arasında siğil genelde ciltte bene yakın görüntüsüyle oluşan bir rahatsızlıktır. Genellikle parmaklarda ve elde çıkar. Siğiller etli bene benzerler. Beyaz, pembe ya da siyah renkte çıkarlarken tırnak ve parmak çevresinde oluşurlar. Siğil herhangi bir nedenden dolayı koptuğunda ya da kesildiğinde kanama oluşur. Bazı durumlarda ellerden farklı olarak vücutta farklı bölgelerde oluşabilmektedir. Genital bölgede, yüzde ve bayanlarda rahim yolunda oluşabilirken siğillere HPV adlı yani human papilloma virüsü neden olmaktadır. Siğiller bulaşıcıdır. Siğillerin tedavisinde günümüzde farklı metotlar uygulanırken himalaya tuzu uygulamaları tedavi edici gücü mevcuttur. Himalaya tuzu enerji içerir. Tuz kristalleri mineral açısından zengindir. Tuzlu su kürleri günümüzde grip, göz hastalıkları ve cilt hastalıklarında sıkça kullanılan başarılı uygulamalardır. Mineralli tuz vücutta hücreler arasında iletişimin sağlanmasına yardımcı olur.

 

                Siğillerin çok fazla türü bulunurken virüsler nedeniyle oluşurlar. Bulaşıcı olduklarından genelde dokunma ve temas yoluyla deride oluşan açık yaralardan virüsler vücuda girerler. Böylece deriye yerleşerek çoğalırlar. Siğiller göğüste ve boyunda düz bir şekilde ve kahverenginde oluşur. Bu şekilde oluşan yapının siğil olmasını anlamak güçleşebilmektedir. Tedavi edilmediği takdirde ise çoğalıp vücudun diğer bölgelerinde çıkarlar. Genelde dikkate alınmayan kahverengi ve sarı siğiller tehlikeli olabilmektedir. Siğiller ellerde ya da ayaklarda kabarıkçık olarak çıkarlar. Kişiler görüntü olarak rahatsız edici olan bu siğillerden kurtulmak için kısa sürede tedaviye yönelirler. Siğilleri koparmak ve kesmek çoğalmasına neden olur. Bu nedenle bu işlemlerden kaçınılmalıdır. Himalaya tuzu siğiller üzerinde çok etkilidir.

 

                Himalaya tuzu kürleriyle siğillerden kalıcı olarak kurtulmak mümkündür. Tuzlu su solisyonlarıyla siğiller yıkanarak tedaviye başlanır. El ve ayaklarda bulunan siğiller için öncelikle bir litre suya 100 gr tuz eklenmelidir. Su sıcaklığı 37 derece olmalı ve siğilli el ya da ayak bu suda 20 dakika bekletilmelidir. Bu uygulama akşamları yapılır. Vücudun diğer yerlerindeki siğiller için 1 litre suya 250 gram tuz eklenerek temiz bir bez yardımıyla tuzun siğilli bölgeyle teması sağlanır. Bu uygulama sabah ve akşam olmak üzere günde iki defa yapılmalıdır. Bu uygulamaya en az bir hafta devam edildiği takdirde siğiller kurur ve dökülürler. Ayrıca bir haftaya ek olarak birkaç gün devam edilerek virüslerin yok edilmesi sağlanır.